Agustos ayinin son 2 haftasinda yaptigimiz yaz tatili daha ziyade yaz seyahati oldukca güzel gecti.
Münih’ten arabayla yola cikip önce Italya’da LAGO DI COMO gölüne gittik. Turistik birkac saatlik geziden sonra San Remo’ya gidip orada konakladik.
Asl yolculugumuz Italya’yi terkedip Fransa’ya girisimizle basladi. Kiyi sahilinde bulunun tüm yerlesim yerlerinde durup gezdik veya yorulduysak o geceyi orada gecirdik.
Fransa’nin Cote D’Azur diye bilinen güne kisi seridi oldukca turistik kücük sirin yerlerden olusuyor.Sahil seridinden iceri dogru girildiginde Provance bölgesinin icindesiniz.
En bilinen yerler (bizim gezebildigimiz) Nice, Monaco, Cannes, St.Tropez, Marseille, Nimes, Aix en Provance, Avignon, Grenoble, Toullouse.
Bunlarin icinde en sevdigim yer Avignon’du. Bu sehir veya kasaba kalenin icine kurulmus, icinden nehir gecen tarih ,üzüm,sarap,sabun kokan cok sirin bir yer.
Gezilecek yerleri;Gothic Basilica of Saint Peter (14. yy), Cathedral of Notre Dame des Doms (12. yy) ve en önemlisi Papanin sarayi Palais de Paps.
1309-1377yillari arasindaki dönemde ( Babylonian Captivity) Avignon papalara hizmet etmis.Vatikan’dan önce paplarin yasadigi zaman zaman saklandigi bir yer olmus. Sarayin icini 3 saat boyunca gezdik krala nasil savas actiklarini,kendi askerlerinin ne kadar güclü oldugunu ve kiliseden gelen parayla ne kadar zengin olduklarini dinledik. Tanriyla konusan kisi konumunda olan papanin bugün hala ayni degeri görmesi oldukca sasirtici geldi bana. Fransiz devrimiyle papanin yönetiminden cikan Avignon simdi üzüm yetistiriciligi ve üniversitesiyle popüleritesini koruyor.Ingilizlerin cok ragbet gösterdigi bir yer. Pek fazla Alman , Amerikali veya uzakdogulu turist yoktu.1 tane de Türk vardi:)
Fransanin güneyiyle ilgili izlenimlerim genel olarak; cok ??k, müzikal bir dil, gülümseyen insanlar, cok lezzetli yerel saraplar (ben icemiyorum ama Craig öyle dedi:),pastaneler adim basi, hem göze hem damaga hitab ediyor mmmm..Restoran kültürü cok yaygin,cok pahali olmasina karsin halk gelirinin büyük bir bölümünü disarida yemek yemek icin harciyor.Mutlak 1 sise sarap veya sampanya aciliyor ve hersey kuralina göre yeniyor.Almanyadaki gibi 1 tane birsey ismarlayip karin doyurma veya peynir tabagini ickiyle isteme(Fransada tatli bölümünde,önce istendiginde ayiplaniyorsunuz),restorana gidip adece icki icip salata yeme aliskanliklari yok.Onlar icin bir zevk ve bir törene dönsüyor her yemek.
Fransa’dan sonra Ispanya’ya gecip Costa Brava, Barcelona,Girona,Figueres,Val D’Aran bölgelerii gezdik.Onlarla ilgili burada bir sey yazmiyorum,cok uzun sürecek:)
Fransa ve Ispanya disinda gezdigimiz bir diger yer de Isvicre idi ki onu da 1-2 satirla gecistirmek haksizlik olur.
Ama gittigimiz yerleri: Bern,Lousanne,Luzern,Cenevre,Zürih,Kostanz(bu göl Avrupa’nin en büyük gölü, ayni zamanda Almanya ve Avusturya sinirinda,yani 3 ülke birde paylasiyor)
Münihten selamlar
Pinar