Likya Yolu’nun üçüncü kez bir parkurunu yürümeye karar verdiğimizde Hisarönü-Alınca Köyü rotasını düğündük ama bu yürüyüşün 7 saate yakın sürebileceğini öğrendiğimizde turu Faralya-Kabak Koyu olarak kısalttık. Neyse Likya Yolunu merak edenler, http://www.lycianway.com ziyaret etsinler ve bu makaleyi okusunlar, ben size Kabak Koyu’nu anlatacağım:
Fethiye’den Ölüdeniz’e gelip normalde günde üç kez olduğu söylenen ama iki saate bir kalkan Faralya dolmuşuna bindikten sonra, Faralya ve Kelebekler Vadisi’ni geçerek son durak olan Kabak Koyu’na varıyorsunuz, aslında koyun diğer ve eski adı Gemile Koyuymuş.
Derin bir vadinin içinde olan koya inmek için süper manzaralı 30-40 dakika kadar bir patikalı trekking aktivitesi yapmanız veya 2006’nın parası ile 30 YTL verip traktör çağırmanız gerekli, çünkü aşağıya araç inişi için katır yoluna benzer bir yol var. İniş için çok kondisyonlu olmaya ihtiyacınız yok ancak çıkış için, özellikle ağır eşyanız varsa tersini söyleyebilirim. Bu arada bir hatırlatma, Likya Yolu’nda eğer aşağıdaki işareti kayalarda görürseniz doğru yoldasınızdır, eğer “X” görürseniz bilin ki yanlış bir patikaya girdiniz.
Koya ulaştığınızda konaklayabileceğiniz birkaç kamp var: Turan Camping (koya ilk kurulan kamp yeri, http://www.turancamping.com/ ), Recreation ve Gemile Kampı bazıları. Biz Selçuk Abi’mizin Gemile Kampı’nı bulduk, seyahat öncesi aradık ve yerlerimizi ayırttık. Kampta bungalow ve çadır olmak üzere iki tertemiz konaklama seçeneği var. Kampın birkaç fotoğrafını da paylaşalım:
Yerleştikten sonra tanışma faslını da tamamlayıp kendimizi hemen denize attık. Deniz kenarı oradaki bekçinin yaptığı betonarme “patio” haricinde sadece derme çatma bir gölgeliğe sahip. Genç insanlar, deniz, güneş, kum ve sessizlik ile süper bir gün geçirdikten sonra güneşi batırıp kampa döndük.
Yine kampta kalan Gülıen, Çınar, Başak, Meltem, İrem, Ozan ile tanışıp bol sohbetli güzel bir akşam yemeği yedikten sonra uykumuz gelene kadar ay ışığında plajda oturup geceyi sonlandırdık. Yatmadan önce de ertesi günün şelale Gezisi programını yapmayı ihmal etmedik.
Şelale, Alınca Köyü’ne tırmanan patikada 1,5-2 saate ulaşabileceğiniz, buz gibi suyu olan gerçek bir şelale. Bir önceki akşam tanıştığımız arkadaşlarımızla ve rehberimiz, kamp elemanı Esvet’in rehberliği ile yol boyunca iki kere de buz gibi sularda yüzerek ulaştık şelaleye. Gideceklere uyarı, ıslanabilecek bir ayakkabı giyin, güzel ve maceralı bir rota sizi bekliyor.Dönüşte de mükemmel bir manzara sizi bekliyor.
Kampa döndüğümüzde de kampa doyamadığımızı işten bir gün daha izin alıp, bir gece daha kalmamız gerektiğini fark ederek işe gelemeyeceğimizi bildirdik. Bu arada kampta hiçbir operatörün cep telefonu çekmiyor, sadece kamptaki bakır şebeke telefon var. Çok sıkışırsanız plajdan Yunan operatörü ile SMS atabilirsiniz.
Sonuç olarak unutmayacağımız ve tadı damağımızda kalan bir gezi oldu, tavsiye edilir.
Yavuz Ç
2006
Positive Crank Case Ventilation, 1960'lı yıllarda geliştirilmiş, yağ karterini ve motor bloğunu verimli olarak havalandıran,…
Eğer ABD'de online alışveriş yapacak olursaniz, Craftmar Vervaco Shop öneririz. Burada çapraz dikiş projeleri ile…
Çöl sıcağında yürümek belki favori tatiliniz olmayabilir ama eğer günün birinde Palm Springs'e gitmek varsa…
Vancouver'ın güzel bir şehir olduğunu daha önce defalarca kez duymuştum, ama bu şehirde aradığım birçok…
Bundan 1 sene önce sorsanız Texas denince aklıma ilk gelen; kovboylar, git git bitmeyen uzun…
Bu sene yaz tatilini Amerika'da geçireceğimiz belli olunca acaba deniz tatili için hem Dallas'a yakın…