Kitzbuhel ve Salzburg için hazırlık yaptık yaptık (bakınız bir önceki yazım) kayak için İtalya’ya, Cortina D’Ampezzo‘ya gittik! :))) Nedeni ise Kitzbuhel’de kar olmaması, hatta yapay kar yapsalar bile hava sıcaklığının 10 derece civarında olması! Oysa Güney Alp’lerde, İtalya’da o kadar çok kar vardı ki, gittiğimiz kasabada fazla karı kamyonlarla başka yerlere taşıyorlardı!
Sonuç olarak uçak biletlierimizi daha önce Ankara’dan Munich’e aldığımız için yine aynı uçuşu yaptık ve kasaba için transferimizi Kitzbuhel yerine Cortina’ya ayarladık. Kasabaya ulaşmamız 4.5-5 saat sürdü. Eğer son anda planlarda değişiklik olmasaydı Venedik’e uçmak daha mantıklı olabilirdi ama bu sefer de İstanbul aktarmalı 2 uçuş yapmamız gerekirdi. Uçuşumuz fiyat ve süre olarak daha fazla tutardı ama bu sefer de transfer kısalırdı ve ucuzlardı. Daha önceki kayak tatillerimizin aksine bu kez sadece iki aile olduğumuz için kasaba transferi her zamankinden biraz daha fazla tuttu.
Geziden önceki son 1 hafta kasaba, restoranlar ve kayak okulları ile ilgili yoğun bir araştırma yaptım. Cortina’da birkaç tane kayak okulu var. Araştırmalarım sonucunda bunlardan bir tanesinin (Happy Ski School) özellikle küçük çocuklara kayak öğretme konusunda uzmanlaşmış ve iddialı olduğunu öğrendim. Gitmeden önce ilk günümüzün sabahı için şu anda 4 yaşında olan Küçük Gezgin ve 5 yaşındaki arkadaşı için özel ders rezervasyonu yaptırdım.
Küçük Gezgin 1 yaşında Avusturya’da Kitzbuhel’e (yazısı burada) ve 2 yaşında yine İtalya’da Val Gardena’ya (yasızı burada) kayak tatiline gitmişti ama tabii o zaman kayak yapamıyordu. O yüzden bu gezi ilk gerçek kayak tatili olmuş oldu! Kayak okulu özellikle bizimkiler gibi yeni öğrenen miniklere başlangıçta özel ders aldırmamızı ve özel dersi de tek kişilik aldırmamızı önerdiler. Bize bu mantıklı geldi ve daha sonraki günlerde de doğru karar verdiğimizi gördük. Hem ilk derslerde öğretmenler iple veya küçük çemberle çocukları tuttular hem de çocukların ilerleme hızı çok farklı oldu. Küçük Gezgin dil problemi (arkadaşlarımızın kızı İngilizce biliyordu) ve yaş farkına bağlı olarak ancak 5. gün tamamen tek başına kaymaya başladı.
İlk gün yine okulun tavsiyesi ile sadece 1 saat ders aldılar. Küçük Gezgin tam kayakları ayağına geçirip piste çıkacağı sırada ağlamaya başladı ama biz taviz vermeyince ögretmeni ile birlikte gitti (gitmek zorunda kaldı 🙂 ). Sonuçta da çok mutlu döndü. İlk dersi hepimiz çok heyecanla seyrettik, Küçük Gezgin’in bizim gibi kayağı sevmesini ve bir an önce kayağa başlamasını o kadar çok istiyorduk ki!
Dersin sonunda arkadaşlarımızdan biri çocuklarla birlikte hemen çocuk pistinin yanındaki çocuk parkında kaldı, biz de Miestre denilen bu bölgedeki pistleri keşfe çıktık. Pistler kolay ve kelimenin tam anlamıyla bom boştu! Hava da güneşli olunca kayak çok keyif verici oldu ama Miestre biraz kenarda köşede kaldığı için altyapı çok gelişmemişti. Liftler yurtdışında pek görmediğimiz şekilde yavaştı. İlk günümüzün geri kalanını öğlen yemeği, kasabayı öğrenme ve liftlere ulaşımı çözme ile geçirdik.
Ulaşım diğer kayak tatillerimizden sonra ilk defa bu kadar çok problem oldu çünkü taksi çok pahalıydı; kayak bölgeleri birbirinden kopuk olduğu için bir tanesinde kayakları bırakma gibi bir opsiyon kullanılamıyordu ki, kayak deposu da zaten bulamadık; kayak okulunun olduğu Miestre bölgesine kayak otobüsü gitmiyordu; gittiği yerlere de çok sık otobüs yoktu. Kısacası burası arabaları ile tatile gelen İtalyanlar için tasarlanmıştı. Sonuçta otelimizin de yardımıyla transfer işiyle uğraşan birisini ayarladık ve günde 2-3 kez O’nu telefonla çağırarak kasaba içi ulaşımımızı sağladık. Taksiden de çok daha ucuza geldi ama yine de ektra bir masraf oldu.
Çocukların kayak öğrenmesine öncelik verdiğimiz için geri kalan günlerde de sabah önce Miestre’ye kayak okuluna gittik, çocuklar 1.5-2 saat ders aldılar, biz de Onlar dersteyken Miestre’de kaydık. Daha sonra da hava çok karlıysa ya kasabaya döndük ya da Socrapes, Faloria gibi diğer kayak bölgelerine gidip önce öğle yemeğimizi yiyip, daha sonra da sırayla çocukların yanında durarak kayak yaptık. 2 gün tam anlamıyla tipi olmasına ve çocuklar ateşlenmelerine rağmen çocukların dersine hiç ara vermedik.
Pistler…
Dediğim gibi, Cortina bir kısmı birbirinden kopuk, bir kısmı birbirne bağlı birkaç kayak bölgesinden oluşuyor: Mietres, Cristallo, Faloria, Cinque Torri, Tofana, Col Druscie ve Socrapes.
Cristtallo ile Faloria arasında bir bağlantı bulunuyor. Ben burada kayamadım ve eşim ve arkadaşımız buradaki pistleri çok beğendi. Otelden de zaten burayı çok tavsiye etmişlerdi. Tofana, Col Druscie ve Socrapes ise birbirine bağlı ayrı bir bölge gibi. Burada da çeşitli zorluk derecelerinde çok uzun ve güzel pistlerin yanı sıra Socrapes’de bir de baby pist bulunuyor. Bu seyahatte maalesef Cinque Torri’de kayma fırsatımız olmadığı için burası hakkında yorum yapamıyorum. Son bölge ise daha önce bahsettiğim, çocukların okullarının olduğu Miestres. Bana sorarsanız, Happy Ski School’a gitmeyecekseniz burası için vakit harcamanıza değmez derim.
Otelimiz…
Bu kadar yazıp, hala otelimizden bahsetmediğimi farkettim! Otelimiz, yani Hotel Regina, kasabanın içinde mükemmel konuma sahip, lüks olmayan fakat her türlü konforun düşünüldüğü ve Alp dağlarına özgü tarzda dekore edilmiş çok rahat bir oteldi. Odalarımız ise oldukça büyük suitlerdi. Çocukla ve kayak eşyalarıyla kayak tatilinde geniş oda önemli bir ihtiyaç oluyor gerçekten. Ayrıca otel personli de inanılmaz yardımcı ve ilgiliydiler. Her türlü problemimize çözüm bulmak için çaba gösterdiler.
Kasaba…
Cortina D’Ampezzo’nun merkezi trafiğe kapalı bir ana cadde ve buna bağlı minik sokaklardan oluşuyor. Harita üzerinde bir dikdörtgen oluşturan bu bölgenin sınırlarını ise tek yön trafik işleyen 4 tane cadde belirliyor. Kasabayı daha keyifli hale getiren bu yaya bölgesinin ana caddesini ise restoranlar ve şık mağazalar süslüyor. Kasaba genel olarak çok şirin, tipik bir Alp Dağları kasabası.
Restoranlar…
Bölgedeki en taze ve en iyi malzemler kullanılarak pişirilen yemeklerle muhteşem damak şöleni yaşatan restoranlardan bahsetmeyi ise özellikle en sona bıraktım. İlk akşam ve daha sonra iki akşam daha yemeğimizi otelimizin altındaki Ra Stua’da yedik. Burayı tercih etmemiz ise kesinlikle yakın olduğu için değildi! Ra Stua’da kullanılan tüm malzemeler kendi çiftliklerinde organik olarak yetiştiriliyor/üretiliyormuş. Malzemeler bu kadar özenli olunca yemekler de bir ayrı leziz oluyor tabii. Burada hem makarnaların hem de etleri tatma fırsatımız oldu ve yediğimiz herşeyi çok beğendik. Zaten özellikle etlerinin ünlü olduğunu duymuştuk. Kendi ürettikleri özel kremalarından olduğunu düşünüyorum, Panna Cotta’ları yediğim en iyi Panna Cotta idi.
Kaldığımız süre boyunca sık sık gittiğimiz bir başka restoran ise merkezdeki yaya bölgesinde yer alan 5 Torri idi. Burası Cortina’da açılan ilk restoranmış ve inanılmaz popüler bir yerdi. Burada daha çok pizza yedik ve bütün pizzalarına bayıldık ama ben farklı birşey denemek adına ıspanaklı hamur toplarından oluşan bir yemek de denedim ve onu da gerçekten çok başarılı buldum. Ayrıca buranın fiyatları da çok uygundu.
Bir akşam da genelde Cortina’lıların gittiğini okuduğum Pizzeria Ariston isimli bir pizzacıya gittik. Buranın da yine hem fiyatları hem de pizzaları çok iyiydi ama pizza konusunda 5 Torri’yi daha başarılı bulduğumuz için daha sonra tekrar tercih etmedik.
Bir başka akşam ise çocuklarla soğukta 15 dakika kadar yürümeyi göze alarak Beppe Sello isimli restorana gittik. Buranın bir evi andıran çok hoş bir ortamı vardı. Gittiğimiz diğer restoranlara göre biraz daha üst sınıf bir yerdi. Burada da hem makarna hem de etlerin tadına baktık ama doğrusu etlerini çok da beğenmedik, makarnalar ise çok başarılıydı.
Bunların dışında kayak yaparken Col Druscie gondolunun tepesindeki Rifugio Col Druscie ve Locadel’de pistlerin en altındaki El Faral’da da çok lezzetli öğle yemekleri yedik. Sonuç olarak buralar rastlantı sonucu girdiğimiz yerlerdi ve Onlar bile çok iyiydi. 2200 metrede konumlanmış Col Druscie’nin bir de muhteşem manzaralı çok güzel bir terası vardı. Gittiğimiz gün güneşli olduğu için dışarıda açık havada oturup buranın da tanıdını doyasıya çıkardık. Hatta Küçük Gezgin bir süre kısa kollu tshirt ile oturdu!
Aslında Cortina’da Michelin yıldızlılar da dahil olmak üzere çok övülen bir çok restoran bulunuyor. Ama bunların bir çoğu dağın çeşitli yerlerine dağılmış durumda ve buralara ulaşmak için araba gerekiyor. Dediğim gibi Cortina arabalarıyla gelenler İtalyanlar için tasarlanmış. Ben bizim için hem çok aşırı pahalı olmayan, hakkında iyi tavsiyeler okuduğum ve yürüyerek ulaşabileceğimiz mesafedeki restoranları seçtim ve hepsinden de memnun kaldık.
Küçük Gezgin’lerin anne-babalarına notlar:
– 4 yaşından itibaren küçük kayak kasabalarında puset götürmeye gerek kalmıyor
– Kayak yapma yaşında ise mutlaka önceden kayak okulunun yerini tespit edin ve otel-okul arası ulaşım imkanlarını araştırın
– Kayak kiralamak çok ekonomik olduğu için kayak taşımanıza hiç gerek yok
– Çocuğunuz küçükse özel ders aldırmak mantıklı oluyor
Positive Crank Case Ventilation, 1960'lı yıllarda geliştirilmiş, yağ karterini ve motor bloğunu verimli olarak havalandıran,…
Eğer ABD'de online alışveriş yapacak olursaniz, Craftmar Vervaco Shop öneririz. Burada çapraz dikiş projeleri ile…
Çöl sıcağında yürümek belki favori tatiliniz olmayabilir ama eğer günün birinde Palm Springs'e gitmek varsa…
Vancouver'ın güzel bir şehir olduğunu daha önce defalarca kez duymuştum, ama bu şehirde aradığım birçok…
Bundan 1 sene önce sorsanız Texas denince aklıma ilk gelen; kovboylar, git git bitmeyen uzun…
Bu sene yaz tatilini Amerika'da geçireceğimiz belli olunca acaba deniz tatili için hem Dallas'a yakın…